Kimimiz hayvanlar hakkında anlatılmaz güzel duygular yaşar, onlarla birlikte yaşamayı hayal ederiz hatta onlarla bir ömür geçiririz.
Kimimiz de onları bize rahatsızlık veren canlılar olarak görürüz. Oysa onların yaşadığımız dünyaya, bizlere ne kadar yararlı canlılar olduğunun farkında mıyız?
Yapılan araştırmalar ve edinilen tecrübeler her canlının yaşadığımız dünyaya olumlu bir katkısı olduğunu ve yaratılma nedenin olduğunu gösteriyor.
İğrenç olarak gördüğünüz bir canlının, aslında ekolojik denge için ne kadar da gerekli olduğunu bilmek, onlara haksızlık etmememiz için önemli bir neden.
Bizler daha çok evlerimiz de kedi ve köpekleri misafir ediyoruz. Son yıllarda hızla çoğalan exotik hayvan merakı çok değişik türden canlıları da evlerimize konuk etmemize neden oluyor.
Yılanlarla beraber yaşayan, hamster besleyen ya da onların farklı türlerini evlerinde barındıran bir çok dostumuz var. Araştırmalar gösteriyor ki, hayvanlarla birlikte yaşayan insanların yaşamları daha huzurlu ve stressiz. Hele çocukların gelişiminde çok daha katkıları var hayvanların. Sosyalleşmelerinden tutun da konuşma zorluğu çeken bir çocuğun erken konuşmasında, kekemelik probleminin çözülmesinde ve daha yaratıcı olmasında hayvan beslemenin müthiş katkısı var.
Sizlere şimdi hayvanlarla ilgili ilginç bilgiler vermek istiyorum. Bir hekim olarak bazılarını ben de ilk kez duyuyorum.
Kediler ve köpekler çim yerler (kusmak için)
Kurtlar kusmak için ısırgan otu yerler.
Aslan yaralandığında ağzına su ve toprak alır, çiğner sonra tükürür. Bir miktar yoğurduktan sonra yaraya sürer. Zira çamur zehiri emer.
Avustralya’da yaşayan gökkuşağı papağanları,yaralarına ulaşamadığı zaman eşlerinin yardımı ile tükrüğünü yaralarına sürerek iyileşmesini sağlarlar.
Yaralı geyik ve karaca yosuna oturur. (Antibiyotik olduğu için)
Kurtlar yılan sokmalarında “yılan otu” denilen otu yerler.
Kedi 100 m yükseklikten sırtüstü atıldığında hemen kuyruğunun yardımıyla ayaklarının üzerine düşecek şekilde döner. 4 ayağını paraşüt gibi açar ve zararsız düşer.100 metreden düşüş ile 32.kattan düşüş arasında fark yoktur. Fakat 7.kattan atılan kedi frenleme sistemine geçemeden düştüğü için zarara uğrar. (usta paraşütçü..)
Yaban arısı bir çekirge yakalar, toprakta açtığı bir deliğe götürür ve orada çekirgeyi ölmeyecek şekilde sokarak bayıltır. Bundan sonra yumurtalarını konserve haline getirdiği çekirgenin yanına bırakır.Bundan maksat yumurtadan çıkan yavruların,doğduklarında ihtiyacı olan canlı yemin yavru arılara sağlanmasıdır.Delikten uçup giden ve kısa bir süre sonra ölen yaban arısı yavrularını hiç görmez.
Penguenin kuluçkası ilginçtir.Yumurtasını suya bırakmaz.Donacağı için buza koyamaz.Onun için buzullarda taş toplayıp üzerine yumurtlar.
Zürafalar haftada ortalama 230 kg bitki yiyor. Günde 1/ 2 saat uyuyor (5 dakikalık kestirmelerle)
Zürafa 3-4 günde bir su içer. Başını ani kaldırdığında başı dönmez.
Zürafa saatte 55 km hız yaparlar. Kenya’nın 8 bölgesinde yaşarlar.
Akrep çelik zırhla kaplı korunmuş gerçek bir tanktan farksızdır.
İki gün su altında hiç hava almadan kalabilir.
3 yıl boyunca hiçbir şey yemeden hayatta kalabilir.
Derin dondurucuda 24 saat kaldıktan sonra bile canlılığını sürdürür.
Radyasyona dirençlidir. Zehir oranı arttıkça radyasyona direnci de artar. Akrebin zehirinden antinükleer aşı üretilmektedir. Kanı beyazdır. Bu serum atom bombardımanının yol açtığı yaraların kapanıp,hücrelerin yeniden üremelerine imkan sağlıyor.
Som balıkları bulundukları ırmaktan 800 km açıldıkları halde koku alma vasıtasıyla yine eski yerlerine gelip yumurtlayabilmektedirler.
M.Orhan Özbaba
Veteriner hekim
info@petical.com.tr